Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaşta muhalifler, tarihi anlara imza attı.
Uzun süredir durulan çatışmaların ardından 27 Kasım'da başlayan yürüyüşte muhalif güçler, Şam'ı ele geçirdi ve Esad yönetimi düştü.
Tam 61 yıllık Baas rejiminin düşmesinin ardından Esad ve ailesi, Rusya'da sığınmacı oldu.
Esad'ın Rusya'ya kaçması ve Şam'da kontrol tamamen sağlanmasının ardından muhalifler, binlerce mahkumu serbest bıraktı.
Özellikle Sednaya Hapishanesi, binlerce mahkuma çeşit çeşit işkencelerin yapıldığını ortaya koydu.
KAN DONDURAN KARELER, BİLGİLER
Uluslararası kuruluşların yayınladığı raporlara göre, Şam'a 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve çöken rejimin Savunma Bakanlığına bağlı Sednaya Askeri Hapishanesi'nin, Mart 2011'deki olayların ardından rejim karşıtı barışçıl göstericilerin tutulduğu bir üsse dönüştüğü belirtiliyor.
157 BİN TUTUKLUYA EV SAHİPLİĞİ YAPTI
Sednaya Hapishanesi, muhalifler mahkumları serbest bırakıncaya dek iç savaş boyunca en az 157 bin tutukluya ev sahipliği yaptı.
BİNLERCE KİŞİ SESSİZ VE SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE ÖLDÜRÜLDÜ
Devrilen rejim yetkililerinin, cezaevinde alıkoydukları binlerce kişinin öldürülmesini sessiz ve sistematik şekilde organize ettikleri ortaya çıkan raporlarda aktarılıyor.
TUTSAKLARA DEFALARCA İŞKENCE YAPILDI
Rejimin, Sednaya'da alıkoyduklarını kasıtlı şekilde insanlık dışı koşullarda tuttuğunu aktaran raporlar, tutsaklara defalarca işkence yapıldığını ve sistematik olarak yiyecek, su, ilaç ve tıbbi bakımdan mahrum bıraktığını gösteriyor.
MAHKUMLAR BULUNAMIYOR
Şam’ı ele geçiren rejim karşıtı güçler, Sednaya Hapishanesi'nde bulunamayan mahkumlara ulaşmak için haritalara bakarak binanın yapısını çözmeye ve yer altı hücrelerindeki tutukluları kurtarmaya çalışıyor.
100 BİN TUTUKLU ARANIYOR: BOĞULMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYALAR
Şam'daki muhalif yetkililer, bazıları havalandırma yetersizliğinden dolayı "neredeyse boğulma tehlikesiyle karşı karşıya" olan kayıp yaklaşık 100 bin tutuklunun serbest bırakılması için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
KADIN VE ÇOCUKLAR İŞKENCE ALTINDA ÖLDÜ
Suriye İnsan Hakları Ağı, 2011'de Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından 157 binden fazla kişinin tutuklandığını açıkladı. Bunlar arasında 5 bin 274 çocuk ve 10 bin 221 kadın da var. Ayrıca, bu süre zarfında 15 binden fazla kişinin işkence altında öldü.
KEMİKLERİ KIRMAK İÇİN VÜCUT PRESİ...
Hapishanelerden birinin içinden gelen yeni görüntülerde, kemikleri kırmak ve mahkumları infaz etmek için kullanılmış gibi görünen, Orta Çağa özgü bir vücut presi görülüyor.
İŞKENCE YÖNTEMLERİ KAN DONDURDU
İnsan hakları ağı, rejimin 72 farklı işkence yöntemini belgeledi. Bunlar arasında cinsel organları elektrikle kesmek veya ağırlık asmak; yağ, metal çubuklar, barut veya yanıcı böcek ilaçları ile yakmak; kafaları bir duvar ile hapishane hücresinin kapısı arasında ezmek; vücutlara iğne veya metal iğneler sokmak; tutukluları giysi, banyo, tuvalet olanaklarından mahrum bırakmak vb. yer alıyor.
SEDNAYA HAPİSHANESİ'NDE NE OLDU?
Şam'ın dışında bulunan bu yer, bir tepede yer alıyor ve 1,4 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor.
2017 tarihli bir Uluslararası Af Örgütü raporu, Sednaya'da binlerce kişinin toplu olarak asıldığını tespit etti.
Hapishane bu olayın ardından, "İnsan Mezbahası" olarak nitelendirdi.
PEŞ PEŞE İDAMLAR
Her hafta 20 ila 50 kişi, genellikle pazartesi ve çarşamba geceleri öldürülüyordu.
Uluslararası Af Örgütü, Eylül 2011 ile Aralık 2015 arasında 5 bin ila 13 bin kişinin idam edildiğini tahmin ediyor.
ÇIĞLIK SESLERİ...
Hayatta kalanlar yoğun acılara katlandılar. Gözleri sürekli bağlıydı, havalandırma deliklerinden ve borulardan gelen dayak ve çığlık seslerini duyabiliyorlardı.
DONDURUCU HÜCRELER
Bazı mahkumlar, 2,5 metreye 1,5 metre boyutlarında, tek kişilik olarak tasarlanmış dondurucu hücrelerde yer altında tutuldular, ancak aynı anda 15 kişiye kadar yer sağlanabiliyordu. Muhalif yetkililer, sosyal medya üzerinden, Esad rejimindeki eski askerlere ve cezaevi çalışanlarına, elektronik yeraltı kapılarının kodlarını vermeleri çağrısında bulundu.
SURİYELİLER YAKINLARINI ARIYOR
Hapishaneler boşaldıkça, her yerdeki Suriyeliler sevdiklerinden, birçoğu yıllardır kayıp olanlardan haber almak için çaresizce çırpınıyor.
Editor : Mücahit Güngördü