TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisini ziyaretinde konuştu.
Kurtulmuş’un konuşmasından önce çıkanlar:
ABD’nin Afganistan’dan çıkması yeni bir dönemin işaretidir. Bundan sonra çok kutuplu dünya dönemi başlıyor, tek kutuplu dünya dönemi geride kalmıştır. Hiçbir ülke veya gücün dünyayı yönetemeyeceğini biliyoruz. Yeni güç denklemleri ortaya çıkıyor.
Son yıllarda öne çıkan iki önemli güç olan Türkiye ve Rusya’nın bundan sonraki dünya sistemine fevkalade katkı sağlayacağını açıktır. İki ülke arasındaki dosthane ilişkilerin ve projelerin geliştirilmesi bu nedenle önemlidir.
Batı’nın domine ettiği süreç boyunca oluşturduğu iddiaların, çifte standartlı olduğunu gördük. Şüphesiz, bunların en başında Gazze’de olan, insanlıktan uzak çifte standarttır. Dünyanın başka yerinde savaş suçu olarak kabul edilen suçlar, Batı ülkelerini harekete geçirirken, Filistinliler için görmezden gelinmektedir.
Göç meselesinde de Avrupa çifte standart uygulamaktadır. Batı’nın iki yüzlülüğü ve ırkçılığı ortaya çıkmıştır, bu da gelecekte dünya politiğini etkileyecektir.
Bölgesel sorunlar artık küresel sorunlara dönüşmektedir. Bugün silahlanma meselesi tekrar dünyanın en büyük sorunu haline gelmiştir. Gelir dağılımı adaletsizliği de artmıştır. Dünyada 26 kişinin toplam servetinin dünya nüfusunun yüzde 50’sine eşit olduğunu düşünürseniz, ne kadar büyük bir adaletsizlik yaşadığımız ortadadır.
'Pandemi sırasında DSÖ hiçbir işe yaramamıştır'
Pandemi sırasında Dünya Sağlık Örgütü’nün ve çatışmalarda Dünya Güvenlik Konseyi’nin hiçbir işe yaramadığını gördük. Bütün bu kurumlar tabeladan ibaret kurumlara dönmüştür.
Dünyada yeni bir siyasal mimariye ihtiyaç vardır. BM, sorun çözme yeteneğini kaybetmiştir. Bir devlet, bütün dünya devletleri birleşse bile veto etmesi halinde karar alamaz duruma gelmiştir. 7 milyar insan bir tarafta, bir insan bir tarafta olsa da savaşlar durdurulamaz.
Avrupa’daki bir millet ile Afrika’daki bir millet arasında hiçbir fark yoktur. Beyazın siyaha, zenginin fakire üstünlüğü yoktur.
Rusya’ya karşı yapılan yaptırımlar sonucunda burada iş yapan firmaların bankadan transfer yapabilmeleri hemen hemen imkansız hale gelmiştir. Bu kabul edilemez. Yaptırımlar siyasi bir sonuç vermemektedir, bu yaptırımlar bir anlam ifade etmemektedir.
Dolarizasyonun yerini yerel paralarla ticaretler almalıdır.
'Türkiye hem demokrasiyi hem de gelenekleri benimseyen tek ülkedir'
Türkiye, Fas’tan Endonezya’ya kadar İslam dünyasında bir taraftan kendi geleneklerine sahip çıkan, bir taraftan demokrasiyi benimşemiş yegane ülke Türkiye’dir. Bu anlamda Türkiye bir örnek teşkil etmektedir.
Türkiye, Rusya – Ukrayna krizindeki çatışmanın bir an önce sonlandırılmasının ve adil barış yapılması için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.
Dolmabahçe’de iki ülke de buluştu. Neredeyse son imza ile barış yapılacak iken bazı ülkeler istemediği için barış masası son imzalar atılmadan kaldırılmış oldu. Tekrar bu barış masasının kurulması için çağrıda bulunuyor ve Rusya’nın olmadığı herhangi bir barış teklifinin mümkün olmadığını da biliyoruz.
Sayın Putin ve Erdoğan arasındaki ilişki ile esir takası ve tahıl koridoru projelerinin gerçekleştiğini de gördük.
'Umarım ki Türkiye BRICS'e üye olacaktır'
Yine Gazze’de Türkiye, barış vizyonunu göstermektedir. Fakat İsrail ve kölelerinin olacağı bir Ortadoğu’yu asla kabul etmiyoruz. İki devletli bir devlet olmadıkça sorun asla çözülemeyecektir. Kafkaslar’da da Türkiye barışı sağlamıştır.
Türkiye, birçok kez Avrupalı ülkeler tarafından çift standarta uğratılmıştır.
Türkiye’nin yüzü batıya dönük olmakla beraber, Doğu’ya da asla kapılarını kapatmamıştır ve dönmeyecektir. Çok taraflı ilişkileri söyleceğiz.
BRICS konferansı bizim için çok önemlidir. Türkiye BRICS’i çok kutuplu yeni dünya sisteminin önemli araçlarından biri olarak görmektedir ve ümit ederim ki Türkiye yakın zamanda BRICS’e üye olarak kabul edilecektir.